Kemik
İliği: Kök hücrelerin klasik kaynağı kemik iliğidir. 40
yıldır doktorlar kemik iliğinden, donorden anestezi
altında genelde kalça kemiğinden iğne yardımı ile kemik iliği hücreleri elde
etmektedirler. Bu hücrelerin her 100.000 de biri uzun vadede kan elemanlarını
oluşturan kök hücrelerdir, diğerleri stromal hücreler, stromal kök
hücreler, kan progenitor hücreleri, ve matür beyaz ve
kırmızı hücrelerdir.
Periferik Kan: Son zamanlarda hekimler klinik transplantasyon için
kök hücreleri dolaşımdaki kandan elde etmeyi tercih ediyorlar. Yıllardır
dolaşımdaki kök hücre ve öncü hücre sayısı az olarak bilinirdi, fakat son 10
yılda bilim adamları kök hücrelerin kemik iliğinden dolaşıma geçmesini sağlayan
granülasit stimule edici faktör gibi sitokinler yardımı ile
bu sayıyı arttırdılar.Bu işlem için donöre kök
hücreler elde edilmeden birkaç gün önce GCSF enjekte edilir. Hücreleri toplamak
için donörün venine bir tüp takılır,kan CD34+ hücrelerini çeken bir bir filtrenin
içinden geçirilir ve kırmızı hücreler tekrar hastaya verilir.
Umblikal Kord Kanı: 1980’lerin
sonu ve 1990’ların başında bilim adamları insan umblikal kordon kanı
ve plasentanın hemotopoetik kök hücreler açısından
zengin bir kaynak olduğunu fark ettiler. Bu doku (plasenta) gebelik boyunca
gelişmekte olan fetusu besler, bebekle birlikte doğar ve çöpe atılır idi. Fankoni anemili bir
çocuğa yapılan başarılı bir kordon kanı transplantasyonundan sonra bu
hücrelerin toplanması ve tedavide kullanımı arttı. Bugün kordon kanının
çoğaltılması ve kemik iliği kök hücreleri ile arasındaki farklar ve
kıyaslamalarla ilgili pek çok çalışma yürütülmektedir.Bugün kordon kanı
kök hücrelerinin multiple germ tabakası hücrelerine (multipotent), hatta
endoderm, ekdoderm, ve mesoderm gibi tüm germ tabakası hücrelerine (pluripotent)
dönüşebileceği iddia edilmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder